Son beş yılda küresel teknolojide güç dengeleri tamamen değişti. Bir zamanlar basitçe “dünyanın fabrikası” olarak kabul edilen Çin, artık en gelişmiş alanlarda trendleri belirliyor.

Özellikle ulaşımdaki değişiklikler etkileyici. 2024 yılında kimsenin beklemediği bir şey oldu: Çinli şirketler, 15.000’den fazla patent başvurusunda bulunarak ulaşım alanındaki yeniliklerin sayısında ABD’yi geride bıraktı. Bu, tüm Avrupa ülkelerinin toplamından daha fazla!

Peki, bu sayıların arkasında ne var?

Çin’in ulaşım teknolojilerine yaptığı devasa yatırımlar dikkate değer sonuçlar doğuruyor. Yalnızca geçen yıl, Çin’de ulaştırma sektöründe 2.000’den fazla start-up kuruldu; bu sayı Silikon Vadisi’ndekinin dört katı. Uçan araba projeleri üzerinde 40.000’den fazla Çinli mühendis çalışıyor; bu rakam diğer tüm ülkelerin toplamından daha fazla.

ABD yazılım geliştirmede liderliğini korurken, Çin yeniliklerin üretimi ve uygulanmasında hâkim konumdadır. Çinli şirketlerin temel avantajı hızdır: fikir aşamasından seri üretime geçiş sadece 18 ay sürerken, Batılı rakiplerin 3 ila 4 yıl arası bir süreye ihtiyacı vardır. 2025 yılına kadar Çin’in küresel elektrikli araç aküsü üretiminin %70’ini ve elektrikli araç pazarının %60’ını kontrol etmesi bekleniyor.

Dünyanın geri kalanı uçan arabaları hâlâ bilim kurgu olarak görse de Çinli şirketler onları gerçeğe dönüştürüyor.

Teknolojik ilerlemenin hızlı temposu göz önüne alındığında , sadece birkaç yıl içinde şehirlerin semalarında sadece bireysel prototipleri değil, tüm uçan araba filolarını görebiliriz.

Tepki Haber